Marka Hukukunda Dava Çeşitleri
- Avukat Vedat Hakan beyaz
- 26 Tem 2024
- 6 dakikada okunur
Marka Hukukunda Dava Çeşitleri Nelerdir?
Türk Patent ve Marka Kurumu (Türk Patent) tarafından verilen kararlar, fikri ve sınai mülkiyet hakları konularında önemli bir rol oynamaktadır. Bu blog yazısında, Türk Patent ile ilgili davalar ve hükümsüzlük davalarının süreçleri, hukuki dayanakları ve başvuru yolları detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Özellikle, Yüksek İhtisas ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından verilen kararlar, hükümsüzlük davalarının kapsamı, yetkili mahkemeler ve ihtiyati tedbir talepleri gibi konular üzerinde durulacaktır.
YİDK Kararları ve Dava Açma Süreçleri
Nihai Kararlar ve Başvuru Süresi
YİDK tarafından verilen kararlar nihai niteliktedir. Kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içerisinde Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine dava açılabilir. Davacı, ilgili karara taraf olan gerçek veya tüzel kişidir. Bu davalar, başvurunun incelenmesi sonucunda verilen kararlara karşı başvuru sahibi tarafından Türk Patent’e veya yayıma yapılan itirazların incelenmesi sonucunda verilen kararlara karşı itiraz eden tarafından başvuru sahibi ve Türk Patent’e yöneltilir.

Mesnet Marka Sebebiyle Ret Kararları
SMK 5’e göre bir mesnet marka sebebiyle ret kararı verilmişse ve buna karşı itiraz edilmiş, ancak itiraz Kurul tarafından reddedilmişse, başvuru sahibi iki ay içinde Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine Türk Patent’e dava açabilir. Ancak, bu dava mesnet olan marka sahibine karşı açılamaz.
Hükümsüzlük Davaları
Husumet ve Yetkili Mahkeme
Hükümsüzlük davalarında husumet, dava tarihinde sicilde hak sahibi kişiye karşı yöneltilir. Husumet Türk Patent’e yöneltilemez. Yetkili mahkeme, davalının (başvuru/tescil sahibinin) ikametgahının olduğu yerdeki mahkemedir. Eğer davalı Türkiye'de ikamet etmiyor ise yetkili mahkeme, dava anında sicilde kayıtlı vekilinin bulunduğu yerdeki mahkeme, vekil yoksa veya kaydı silinmişse Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleridir.
Hükümsüzlük Kararlarının Sonuçları
Marka veya diğer haklar hükümsüz kılındığında, bu tescilden doğan haklar hiç doğmamış sayılır. Karar mahkeme tarafından resen Kuruma bildirilir. Markalar için hükümsüzlük kararı, kısmi olarak mal ve hizmetler için olabilir, ancak marka örneğini değiştirecek şekilde kısmi iptal veya hükümsüzlük kararı verilemez.

Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaybı
Marka sahibi, sonraki tarihli bir başvuruyu bildiği veya bilmesi gerektiği halde birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki marka tescili kötü niyetli olmadıkça markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak öne süremez. Sessiz kalma süresinin başlangıcı, markanın başvuru ya da tescil tarihi değil, kullanıma başlandığı zamandır.
İptal Talepleri
2024 itibarıyla, markalar için ilgili şartlara sahip olması durumunda (kullanıma aykırı, yaygın ad haline gelme, yanıltıcı hale gelme, teknik şartnameye aykırı kullanım durumları) ilgili markanın iptali, kuruma başvuru ile talep edilebilecektir.
İhtiyati Tedbir ve Delil Tespiti
İhtiyati Tedbir
İhtiyati tedbir, bir dava olmayıp geçici koruma sağlar. Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edildiğini ya da tecavüz ihtimalinin olduğunu kanıtlayan hak sahibi, açılacak davanın etkinliğini sağlamak amacıyla ihtiyati tedbir talep edebilir. Bu talep, dava ile birlikte veya dava açılmadan da yapılabilir. Dava ile birlikte ise, davanın açıldığı mahkemeden; açılmadı ise esas hakkında görevli mahkeme veya keşif yapılacak şeyin bulunduğu veya tanık olarak dinlenecek kişinin bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemelerinden istenir.
Delil Tespiti
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılacak olayların tespitini mahkemeden talep edebilir. Bu talep, dava ile birlikte veya dava açılmadan yapılabilir. Dava ile birlikte ise davanın açıldığı mahkemeden; açılmadı ise esas hakkında görevli mahkeme veya keşif yapılacak şeyin bulunduğu veya tanık olarak dinlenecek kişinin bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemelerinden istenir. Ayrıca, HMK 401’e göre noterlerce de vakıa tespiti yaptırılabilir.

Ortak Hükümler
Süreler
Sınai mülkiyet hakkına ilişkin itirazlar da dahil olmak üzere Kurum nezdinde yapılacak tüm işlemlerde uyulması gereken süre, bu Kanun veya ilgili yönetmelikte belirlenmemişse bildirim tarihinden itibaren iki aydır. Bu sürelere uyulmaması halinde talep yapılmamış sayılır.
Ortak Temsilci
Sınai mülkiyet hakkının birden çok kişiye ait olması halinde, geri çekme ve vazgeçme talebi hariç olmak üzere, marka veya patent vekili atanmadığı durumlarda Kurum nezdindeki tüm işlemler, hak sahiplerince ortak temsilci olarak atanan hak sahibi tarafından yürütülür. Hak sahipleri tarafından ortak temsilci atanmaması durumunda, başvuru formunda adı geçen ilk hak sahibinin ortak temsilci olduğu kabul edilir. Ortak temsilcinin yerleşim yerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olmaması durumunda işlemler marka veya patent vekili vasıtasıyla yapılır.
Hukuki İşlemler
Sınai mülkiyet hakkı devredilebilir, miras yoluyla intikal edebilir, lisans konusu olabilir, rehin verilebilir, teminat olarak gösterilebilir, haczedilebilir veya diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Ancak, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı hakkı; lisans, devir, intikal, haciz ve benzeri hukuki işlemlere konu olamaz ve teminat olarak gösterilemez.
Bir sınai mülkiyet hakkının birden fazla sahibi olması durumunda, sahiplerden birinin kendisine düşen payı tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşların önalım hakkı vardır. Yapılan satış, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara bildirilir. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her hâlde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Tarafların anlaşamaması halinde, önalım hakkı alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Önalım hakkı sahibi, adına payın devrine karar verilmeden önce, satış bedelini mahkeme tarafından belirlenen süre içinde mahkemenin belirleyeceği yere nakden yatırmakla yükümlüdür. Cebri artırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz.
Hukuki işlemler yazılı şekle tabidir. Devir sözleşmelerinin geçerliliği, ancak noter tarafından onaylanmış şekilde yapılmış olmalarına bağlıdır. Marka, tescil edildiği mal veya hizmetlerin tümü veya bir kısmı için devredilebilir.

Sınai Mülkiyet Hakkı Tecavüze Uğrayan Hak Sahibinin Talepleri
Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti.
Muhtemel tecavüzün önlenmesi.
Tecavüz fiillerinin durdurulması.
Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini.
Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara el konulması.
Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması.
Masraflar tecavüz edene ait olmak üzere, el konulan ürünler ile cihaz ve makinelerin imhası.
Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması halinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın ilan edilmesi.
Tazminat Davaları
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.
Yoksun Kalınan Kazanç
Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. Yoksun kalınan kazanç, hak sahibinin seçimine bağlı olarak aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeli.
Bu değerlendirme usullerinden biri seçilebilir ve değer belirleme için bilirkişi görüşü alınabilir. Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi, tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde bulundurulur. Mahkeme, patent haklarına tecavüz halinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, lisans verilseydi ne kadar ücret takdir edilirdi ona göre belirlenir.
Dava Açılamayacak Kişiler
Sınai mülkiyet hakkı sahibi, hakkına tecavüz eden tarafından piyasaya sürülmüş ürünleri kişisel ihtiyaçları ölçüsünde elinde bulunduran veya kullanan kişilere karşı hukuk veya ceza davaları açamaz. Ayrıca, sınai mülkiyet hakkı sahibi, sebep olduğu zarardan dolayı kendisine tazminat ödeyen kişi tarafından, sınai mülkiyet hakkı sahibinin elkoymaması nedeniyle piyasaya sürülmüş ürünleri ticari amaçla kullanan kişilere karşı hukuk veya ceza davaları açamaz.

Tecavüzün Mevcut Olmadığına İlişkin Dava ve Şartları
Menfaati olan herkes, Türkiye’de giriştiği veya girişeceği ticari veya sınai faaliyetin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil edip etmediği hususunda hak sahibinden görüş talep edebilir. Bu talebin tebliğinden itibaren bir ay içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın kabul edilmemesi halinde, menfaat sahibi fiillerinin tecavüz teşkil etmediğine karar verilmesi talebiyle dava açabilir. Bu dava, hükümsüzlük davasıyla birlikte de açılabilir.
Önceki Tarihli Hakların Etkisi
Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez. Markanın veya diğer bir hakkın tescilli olması, tecavüz davalarında önceki hak sahibine karşı ileri sürülemez.
Görevli Mahkemeler
Türk Patent’e karşı açılacak davalarda Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi görevlidir. Hak sahibi üçüncü kişilere karşı yerleşim yerinde veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği/etkilerinin görüldüğü yerde dava açabilir. Hak sahibi yurtdışında ikamet ediyorsa, vekilinin bulunduğu yerde dava açılır. Eğer vekil yoksa, kurumun bulunduğu Ankara’da dava açılır.
Lisans Alanın Dava Açması ve Şartları
İnhisari lisansa sahip olan kişi, üçüncü bir kişi tarafından sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hak sahibinin bu Kanun uyarınca açabileceği davaları kendi adına açabilir. İnhisari olmayan lisans alan, dava açma hakkı sözleşmede açıkça sınırlandırılmamışsa, gereken davayı açmasını hak sahibinden ister. Hak sahibinin talebi kabul etmemesi veya üç ay içinde dava açmaması halinde, lisans alan kendi adına dava açabilir.
İhtiyati Tedbir Talepleri
Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu ispat etmek şartıyla, ihtiyati tedbir talep edebilir. İhtiyati tedbirler, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulmasını kapsar. Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen ürünlere el konulması ve bunların saklanması da ihtiyati tedbir kapsamındadır.

Hızlı İmha Prosedürü
Bu Kanunda yer alan suçlar sebebiyle el konulan veya muhafaza altına alınan suça konu eşyanın muhafaza edilemeyecek olması halinde, Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda numune alınarak mahallin maliye teşkilatına gönderilir. İmha işlemleri, Cumhuriyet savcısının başkanlığında maliye teşkilatınca oluşturulan üç kişilik komisyon huzurunda yapılır ve tutanak düzenlenir.
Bu blog yazısı, Türk Patent ve sınai mülkiyet davaları konusunda detaylı bilgi sağlamayı amaçlamaktadır. Marka Hukukunda Dava Çeşitleri hakkında daha fazla bilgi için lütfen Çanakkale Marka Avukatımız ile iletişime geçiniz.
Comments